NEGATİF FAİZ ORANLARI YATIRIMCILARI NASIL ETKİLER?

Yatırımcılar şaşırtan faiz oranlarına alışkındır. Başlangıçta ekonomilerin Büyük Durgunluk felaketinden kurtulmaya çalışmaları sırasında gördüğümüz negatif faiz oranları, son on yıldır küresel ekonomilerin adeta ortak bir özelliği haline geldi.

Peki faiz oranlarının negatif olması tam olarak ne anlama geliyor? Gelin birlikte inceleyelim.

Faiz Oranı Nedir?


Faiz oranı, merkez bankaları tarafından bir ekonomideki enflasyonu dengelemek için kullanılan bir para politikası aracıdır. Merkez bankası, tüketicileri ve işletmeleri daha fazla kredi kullanmaya teşvik etmek için faiz oranlarını düşürerek deflasyonla mücadele etmeye çalışır. Bu, talebi yükseltirken fiyatları da artırır.

Yüksek faiz oranları, bir ülkenin para biriminin değerini yükseltir. Yüksek faizler yabancı yatırımları çeker ve yerel para birimine olan talebi de artırır.

Negatif faiz uygulandığında, borç verenler borçlulara faiz öderler. Negatif faiz oranları, kredi prensiplerini ve mevduattaki fonların değerini zaman içinde aşındırır. Amaç, borçlanma ve harcamaları teşvik ederek ekonomide hareketliliğin sağlanmasıdır. Fakat düşük faiz oranları yabancı yatırımlar için pek çekici değildir ve yerel para biriminin değerini düşürür.

Normalde, borç veren / borçlu ilişkisi tek yönlü çalışır. Para ödünç alan herkes, belirli bir süre içinde adlığı hakkı öder. Bu, bankaların mevduat parası alan tüketicilere ve işletmelere faiz ödediği anlamına gelir. Çünkü banka bu parayı kendi kredilerini genişletmek için kullanır. Devlet adeta bankalara "bana para yatırma, kredi ver" mesajı vermiş olur. Bu durum aynı zamanda bireylerin, işletmelerin ve hükümetlerin kredi aldıklarında sabit faiz oranı ödediği anlamına da gelmektedir. Burada açıklanan basit ilkeler, çoğu modern finansal sistemi tanımlamada yeterlidir.

Ekonomik düşüşler ve krizler esnasında tipik olarak faiz oranlarının düşürülmesi hükümetlerin ekonomileri canlandırmaya çalışmasının en temel yollarından birisidir. Hükümetlerin birey ve işletmelerin para ödünç almalarını ve bununla birlikte harcamalarını da daha kolay ve ucuz hale getirmeleri,  aslında hükümetlerin para ödünç alan kişi veya işletmelerin daha çok harcama yapmalarını istemelerinden kaynaklanıyor. Kısacası faizi düşüren hükümet, insanların daha çok para harcamasını umuyor.

Dünyaya baktığımızda bu durumun genellikle Federal Rezerv tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Federal Rezerv, bankaların borç verme oranını azaltarak faiz oranlarını etkileyebilir. Yani ekonomi yavaşlıyorsa, ilk tepki olarak faiz oranları düşürülür. Bunun temel amacı da tüketim ve yatırım harcamalarını yükseltmek, ardından da güvenli yatırım veya birikim yapmış kişilerin daha riskli varlıklara yönelerek yatırıma teşvik etmektir. Normal şartlar altında faiz oranları %0’dan düşük olmaz. Yani faiz oranlarının alt sınırı sıfırdır. Ancak olağanüstü koşullar altında bu oran negatife çekilebilir.

Örneğin, Avrupa Merkez Bankası 2014 yılında negatif faiz politikasını uygulamaya koydu. Ocak 2016'da, Japonya Merkez Bankası beklenmedik bir şekilde aynı şeyi yaparak ekonomisini canlandırmak ve kalıcı deflasyonist baskıların üstesinden gelmek için cesur bir hareketle faiz oranlarını sıfırın altına indirmişti.

Negatif Faiz Oranları Nasıl Çalışır?


Faiz oranları negatif olduğunda, borç verenlerin aktif olarak borçlulara ödeme yapması anlamına gelir. Yani bir kredinin faiz oranı, kredi prensibi gereği katlanarak yükseleceğine zamanla aşınma yoluna geçecektir. Bu durum nadir olmakla birlikte genellikle tüketici kredileri veya işletme kredileri bağlamında gerçekleşir. Bankalar genellikle paralarını müşterilere tahsil ettikleri faizden çıkarırlar. Özel bir banka bir ipotek veya küçük işletme kredisi için negatif faiz oranları uyguluyorsa, kelimenin tam anlamıyla para dağıtır ve gelir akışı görülmez.

Negatif faiz oranları, daha ucuz borçlanmayı teşvik etmek için uygulanır. Teorik olarak bu uygulama başarılı olabilir gibi görünüyor. Uygulanan politikalar işe yararsa, bankalar kredilerden aldıkları faizi azaltırlar. Böylece daha fazla insan borç alır ve aldıkları parayı harcayarak ekonominin canlanmasına katkıda bulunur.

Fakat bu durum beklenmedik sonuçlara da yol açabilir. En çok aktif olarak para biriktirmeye çalışan kişiler bu durumdan olumsuz yönde etkilenir. Faiz oranları özellikle tahvil ve diğer borç destekli menkul kıymetler gibi güvenli ve istikrarlı olduğu düşünülen varlık sınıflarını etkiler. Faiz oranlarının düşürülmesi bu yatırımların geri dönüş oranına zarar verme eğiliminde olur. Güvenli ve düşük riskli portföy oluşturmaya çalışan kişiler negatif faiz ortamında para kaybedebilirler. Negatif faiz oranları emeklilik yatırımlarından peşinat ödemeleri için birikim yapan kişilere kadar oldukça geniş çerçevede olumsuz etki gösterebilir.

Negatif faiz oranlarının bir başka olumsuz yönü de devlet borçlanması alanındadır. Bu, hazine bonoları ve ilgili varlıklar gibi menkul kıymet sahibi olan yatırımcıların varlıklarının nominal değerinden daha az getiri alması durumunda gerçekleşir.

Tipik olarak devlet borçlanma araçları ikincil piyasaya negatif faiz uygular. Bu da hazine bonoları gibi varlıklara olan talebin çok fazla arttığı anlamına gelir. Yani satıcılar tahvilin değerinden daha fazla ücret alabilirler. Sonuç olarak, paralarını güvenli bir yere yatırmak isteyen yatırımcılar risk almak ve kayıp vermek zorunda kalırlar.

Daha nadir olarak devlet borçlanma araçları birincil piyasaya negatif faiz uygulayabilir. Yatırımcılar ilk etapta hazineye ödünç verdikleri miktardan daha azını geri alırlar. Federal Rezerv'de olduğu gibi, bu da tipik olarak harcamaları teşvik etme ve tasarrufu azaltma çabasını yansıtır. Kısacası Hazine, yatırımcıların devlet borçlanma araçlarından paralarını çekerek özel piyasalarda paralarını harcamalarını istiyor diyebiliriz.

Yatırımcılar Negatif Faizde Ne Yapmalı?


Negatif faiz oranları, yatırımcı ve işletmeleri borç almaya ve para harcamaya teşvik ederek deflasyonla mücadele etmek için tasarlanmıştır. Bu yöntem geçmişte sadece birkaç kez uygulandığından, tam anlamıyla sonuçları hakkında bir ölçüm veya sonuç gösterilmesi zordur.

Yatırımcıların negatif faiz oranlı bir ekonomide getiri bulabilmeleri zorlayıcı olabilmektedir. Faiz oranları negatife düştükçe yatırımcıların ülke dışına yatırım yapma olasılıkları artabilir. Yatırımcıların böyle durumlarda yapması gereken şey, önceden olası bir negatif faiz durumu karşısında karşılaşabilecekleri riskleri azalmak için bir strateji belirlemektir. Böylelikle kayıpları önleyebilir ve varlıklarını güvence altına alabilirler.


Kaynak: thebalance.com