ALMANYA TİCARET SAVAŞININ BİTMESİNİ NEDEN İSTİYOR?
Berlin Duvarı'nın yıkılmasından 30 yıl ve Almanya'nın tek bir ülkeye haline gelmesinden 29 yıl sonra, Avrupa'nın en güçlü ekonomisi, teknik resesyon eşiğinde.
Daha önceki haberimizde de bahsettiğimiz gibi Almanya'da görülen ekonomik düşüşle ilgili Euro bölgesinde yılın üçüncü çeyreğinde %0,2 oranındaki ekonomik büyüme rakamlarıyla bazı ipuçları elde ediliyor. Durum pek çok ekonomistin beklentisinin biraz daha üstünde olmasına rağmen yine de durgunluk çanlarının çaldığını görebiliyoruz.
ABD'de olduğu gibi imalat sektörü bu düşüşe öncülük ediyor. Ekim ayındaki PMI yakından izlenmişti ve 7 yılın en düşük seviyesi gözlemlendi. Hizmet sektörü faaliyetiyse son 3 yıldaki en zayıf seyrini sürdürdü. Özellikle de sanayi sektörüne bakıldığında büyük bir sıkıntı olduğunu görebiliriz. Alman Maliye Bakanı Olaf Scholz, Ağustos ayında gazetecilere verdiği demeçte Almaya ekonomisindeki problemin en büyük kaynağının belirsizlik olduğunu söyledi. Bu belirsizliğin baş rolünde ise ABD-Çin ticaret savaşı bulunuyor.
Almanya’nın ekonomisi kaçınılmaz olarak dünya ekonomisine ve ABD ekonomisine bağlıdır. Almanya Ticaret Bakanlığı'na göre, ülke dünyadaki en büyük 5. ekonomi, Euro bölgesinde en büyük tüketici pazarı ve ABD'den gelen ürünler için de en büyük Avrupa ticaret ortağıdır. Bu nedenle Almanya'da görülecek herhangi bir yavaşlama/resesyon, yalnızca Almanya’nın komşularını değil, aynı zamanda ABD’yi ve hatta Çin’i de etkileyecektir.
Almanya’nın en büyük ticaret ortağı, Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, 199 milyar Avro (220 milyar dolar) mal takas ediyor. Dışişleri Bakanlığı'na göre, Alman otomobil üreticileri BMW (BMW.DE), Volkswagen (VOW3.DE) ve Daimler (DAI.DE) için en büyük dış pazar burası. Almanya’nın makine mühendisliği endüstrisi derneği VDMA, Çin’e birçok Çin fabrikasında kullanılan Alman makine ihracatı için en önemli pazar adını veriyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel Eylül ayında Çin Başbakanı Li Keqiang'a yaptığı açıklamada, “ABD ile olan ticaret anlaşmazlığı herkesi etkilediği için kısa sürede bir çözüm bulunacağını umut ediyoruz” dedi.
ALMANYA EKONOMİK TEDBİR ALACAK MI?
Almanya, ufukta görünen resesyon konusunda herhangi bir önlem alma konusunda isteksiz davrandı. Hükümet muslukları en son 2008 mali krizinin ardından açmıştı ve bu sefer de Maliye Bakanı Scholz, tedbir amaçlı 55 milyar dolara kadar harcama yapabileceklerinin sinyallerini verdi. Yine de, tam bir resesyondan önce harekete geçmeleri pek de mümkün görünmüyor.
Bundesbank Başkanı Jens Weidmann, Ekim ayında Dış İlişkiler Konseyi'ne verdiği demeçte, “Ekonomik görünümde gözle görülür bir bozulma görülmediği sürece, daha fazla teşvik gerekmiyor. Ülke resesyona girme sinyalleri vermeden önce tedbir amaçlı bir tutum sergilemeye gerek yok”dedi. Bu tutum, Federal Rezerv'in resesyonu engellemek için aktif olarak çalıştığı ABD'den çalışma felsefesi bakımından çok farkıdır.
Tüm bu ekonomik hareketliliklere rağmen, bazı uzmanlar Almanya’nın geleceği konusunda iyimser olmaya devam ediyor. Ekonomik kriz Almanya için pek memkün değil çünkü Almanya ekonomide, özellikle inşaat gibi sektörlerde, hala çok güçlüdür.
Oxford'da görev yapan Alman ekonomist Oliver Rakau, “Henüz görmediğimiz şey -en azından şu anda- resesyon riskinin endüstriyel sektörde yoğunlaştığı göz önüne alındığında, geniş ve sürekli bir gerileme riskidir” dedi. Rakau, aynı zamanda uzun vadede Alman ekonomisinin eski ihtişamını kazanacağına inanıyor.
“Almanya, millet olarak ekonomik durumları oldukça iyi idare etti ve son 10-20 yılda oldukça zorlu dönemlerden geçti. Ülkenin nispeten makul bir yönetim ve parlamentoya sahip olduğu göz önüne alındığında, ekonomi sorunlarını aşmada oldukça başarılı oldu. Bu açıdan bakıldığında, Almanya'nın ticaret için rekabetçi bir yer olarak kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz .” Oliver Rakau
Sonuç olarak, Almanya'nın ekonomindeki teknik resesyon, ABD-Çin ticaret savaşının çözülmemesi durumunda ülke için ciddi problem yaratacaktır. Bu nedenle Almanya'nın bu ticaret savaşının bitmesini istemesi oldukça normal. Ticaret savaşları sorunu biterse ABD ve Çin ile olan ticari ilişkiler konusundaki belirsizlik ortadan kalkarak eski rutinine dönebilir.
Kaynak:
https://finance.yahoo.com/news