DIŞ TİCARET AÇIĞI ve TÜRKİYE
Bir ülkenin dünyanın diğer ülkelerinden ithal ettiği toplam mal veya hizmetlerin, diğer ülkelere ihraç ettiği mal veya hizmet toplamından daha yüksek olduğu durumlarda dış ticaret açığı ortaya çıkar.
Peki dış ticaret her zaman kötü bir şey midir? Türkiye'nin dış ticaret açığı var mı? Öğrenmek için okumaya devam edin.
Dış Ticaret Açığı Nedir?
Dış ticaret açığı, bir ülkenin ithalatı belirli bir dönemde ihracatını aştığında ortaya çıkar. Dış ticaret açığı uzun veya kısa vadeli olarak hesaplanabilir. Böyle bir açık oluştuğunda üretim, istihdam, ulusal güvenlik ve diğer hizmetlerin nasıl finanse edildiği üzerinde durulur.
Dış ticaret hesabında negatif net tutar veya negatif bakiye olması durumunda dış ticaret açığı ortaya çıkar. Dış ticaret işlem hesabı veya net tutar, uluslararası işlem hesabındaki farklı kategoriler üzerinden hesaplanabilir. Bu kategoriler; mal, hizmet, cari ve sermaye hesaplarındaki bakiyelerin toplamını içerir. Formülü:
Dış Ticaret Açığı = İthalat Değeri - İhracat Değeri
Dış Ticaret Açığının Nedenleri ve Etkileri
Ticaret açığı, bir ülke ihtiyaç duyduğu şeyleri üretemediğinde ve bunları temin etmek için yabancı ülkelerde borç aldığında ortaya çıkar. Buna cari açık denir. Ticaret açığı aynı zamanda, şirketler başka ülkelerde de üretim yaptığında ortaya çıkabilir. Denizaşırı fabrikalara üretim için sevk edilen hammaddeler ihracat olarak sayılır. Üretilen mallar ülkeye geri geldiğinde de ithalat olarak sayılır. Kazançlar şirketin hisse senedi fiyatı için fayda sağlasa da vergiler ülkenin gelir akışını artırabilirken, ithalat yapıldığında ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasından (GSYH) düşülür.
İlk bakışta ticaret açığının tamamen kötü bir şey olduğunu söylemek yanlış olur. Bazı durumlarda ticaret açığı bir ülkenin yaşam standardını yükseltebilir, çünkü vatandaşlar daha rekabetçi bir ortamda daha çeşitli mal ve hizmetlere erişebilir. Ayrıca ticaret açığı fiyatların düşmesini sağladığı için enflasyon tehdidini de azaltmada rol oynayabilir. Fakat zaman içerisinde ticaret açığı, diğer ülkelerde yapılan işlere bağlı olarak daha fazla dış kaynak kullanımına neden olabilir. Bir ülke yurt içinde satın aldığından daha fazla mal ithal ettiği için, ülkenin kendi sektörlerindeki istihdam oranı düşer.
Örnekler [1]:
ABD'ye ithal edilen malların değeri bir önceki yılda 2 trilyon dolar, ama ABD'den ihraç edilen malların değeri 1,75 trilyon dolar ise, ABD'nin dış ticaret açığı 250 milyar dolar eder. Tarihsel bir örnekle devam etmek gerekirse, ABD 1976'dan beri ticaret açığı verirken, Çin'in 1995 yılında ticaret fazlası vardı. Grafiklere bakalım:
Ticaret Açığının Avantajları ve Dezavantajları
+Nobel Ödüllü iktisatçı Milton Friedman'a göre, ticaret açığı her zaman kötü bir şey değildir. Bunun sebebi ise paranın bir ülkeye her zaman bir şekilde geri dönecek olmasıdır.
+Ticaret açığı tamamen doğal bir şekilde para devalüasyonları, artan yabancı yatırımlar ya da çeşitli yatırım kaynakları sayesinde çözülebilir.
+Ticaret açığı, bir ülkenin ekonomisinin kaynak yaratmak için daha fazla gelişime ihtiyaç duyduğunu gösterir ve ülkenin gelişmesinde rol oynar.
-Bazı ekonomistler ise ticaret açığının GSYH ve istihdam üzerindeki olumsuz etkisinin ekonomiyi negatif yönde etkilediğini savunuyor.
-Dış ticaret açığı, döviz piyasasında mevcut para biriminin değerinin düşmesine yol açar. Bu durumda ithal edilen malların maliyetinde artış yaşanır ve enflasyon görülür.
-Ticaret açığı görülen ülkedeki varlıklar ve şirketler yabancı yatırımcılar için daha cazip hale gelerek ülkedeki yabancı mülkiyet ve yatırım alanları çoğalır.
Kısa vadede ticaret açığının çok kötü etkilerinin olmadığını fakat uzun vadede ciddi etkilere yol açabileceğini söyleyebiliriz.
Türkiye'de Dış Ticaret Açığı
T.C. Ticaret Bakanlığı'nın 10 Ocak 2020 tarihli raporuna göre Türkiye'nin yıllara göre dış ticareti:
Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ilk 10 ülke: Almanya, İngiltere, İtalya, Irak, ABD, İspanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İsrail.
Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı ilk 10 ülke: sırasıyla Rusya, Çin, Almanya, ABD, İtalya, Hindistan, Birleşik Krallık, Fransa, İran, Güney Kore.
TÜİK verilerine göre Türkiye'nin 2020 yılı ilk çeyrekte ihracatı 42.749.169.704 dolar (260.417.817.657 TL), ithalatı ise 55.655.334.830 dolar (338.362.207.475 TL) olarak gerçekleşti. Bu durumda ticaret açığı ilk çeyrekte 77.944.389.818 TL olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç
Dış ticaret açığı olan bir ülke, ithalat için ihracatından daha fazla para harcar. Kısa vadede enflasyonu düşmesi gibi olumlu etkilere yol açabilir. Ancak uzun vadede görülen yüksek ticaret açığı ülkenin sanayisini zayıflatarak istihdam oranını düşürür. İthalata duyulan büyük güven, ülkenin ekonomik krize karşı savunmasız kalmasına sebep olur. Bununla birlikte kısa vadeli düşündüğümüzde ticaret açığıyla birlikte ülkedeki tüketim mallarının fiyatları düşer ve vatandaşların alım gücü artar. Bunun yanında, yabancı yatırım ve sermayenin de etkisiyle sanayi ve yatırımlarda daha fazla etkileşim görülür ve birçok fırsat ortaya çıkar. Kısa vadeli devam eden ticaret açıklarında ekonominin hızlı bir şekilde büyüdüğü ve bunun neticesinde ithalatın yükseldiği durumlar da ortaya çıkabilir. Yani ticaret açığı bazen büyüyen ekonomilerin göstergesi olarak da karşımıza çıkar.
Kaynaklar:
[1]https://www.wallstreetmojo.com/trade-deficit
https://ticaret.gov.tr/istatistikler/dis-ticaret-istatistikleri/dis-ticaret-istatistikleri-2019-2020-ocak-subat-donemi-genel-ticaret-sistemiÜlkelere Göre Dış Ticaret
http://www.tuik.gov.tr
https://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/basics/current.html