IMF NEDİR, NASIL ÇALIŞIR?

Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomiyi istikrara kavuşturmak için çalışan, 189 üyeden oluşan bir kuruluştur. IMF, küresel çapta ekonomik büyümeyi ve finansal istikrarı destekler, uluslararası ticareti teşvik eder ve yoksulluğu azaltmak için çeşitli çalışmalar yapar.

Peki Uluslararası Para Fonu tam olarak nasıl çalışır ve ne işler yapmıştır? Öğrenmek için okumaya devam edin.

IMF Ne Demektir?

International Monetary Fund, Türkçe ismiyle "Uluslararası Para Fonu", uluslararası ekonomi sistemin işleyişini düzenleyen bir kuruluştur. IMF, 1944 yılında Bretton Woods konferansında ortaya çıkmıştır. Temel amacı, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'yı yeniden inşa etmekti.

IMF Başkanı 25 Eylül 2019'dan beri Kristalina Georgieva'dır ve dört genel müdür yardımcısını denetler. 24 üyeli Yönetim Kurulu'nun da başkanıdır.

IMF Yönetim Yapısı, IMF Yönetim Kurulu ile başlar. Üyeleri, üye ülkelerin maliye bakanları veya merkez bankası liderleridir. Her yıl Dünya Bankası ile birlikte toplanırlar. Uluslararası Para ve Finans Komitesi yılda iki kez toplanır. Bu komiteler uluslararası para sistemini gözden geçirmekte ve tavsiyelerde bulunmaktadır.

189 üyesi [1] bulunan IMF'e üye olmayan ülkeleri listelemek daha kolay olacaktır: Küba, Doğu Timor, Kuzey Kore, Lihtenştayn, Monako, Tayvan ve Vatikan.

IMF Nasıl Çalışır?

IMF, prensip olarak 3 temel hedef çerçevesinde çalışır:

1.Küresel koşulları izlemek ve üye ülkeler arasındaki riskleri belirlemek,
2.Üye ülkelere ekonomilerini nasıl geliştirecekleri konusunda tavsiyelerde bulunmak,
3.Finansal krizleri önlemek için yardım ve kısa vadeli krediler sağlamak.

IMF'nin temel amacı, üyelerine yol göstererek yaşanabilecek problem ve felaketlerin önüne geçmektir.

Washingtonpost

IMF çok sayıda analitik rapor üretir. Her yıl Dünya Ekonomik Görünümü, Küresel Finansal İstikrar Raporu ve Fiscal Monitor raporu yayımlar. Bu raporlarda bölgesel ve ülkelere özgü değerlendirmelerde bulunur. Bu değerlendirmeler ışığında ülkelerin hangi politikalarını iyileştirmeleri gerektiğini anlar ve gereken tedbirleri alır. Sonuç olarak, IMF'nin hangi ülkelerin küresel istikrarı tehdit ettiğini rahatlıkla görebildiğini söyleyebiliriz. Üye ülkeler, ekonomilerini geliştirmek ve bu tehditleri ortadan kaldırmak istedikleri için de IMF'nin tavsiyelerini dinlemeyi kabul etmişlerdir.

IMF, 1994-95 Meksika pezosu krizinden ve 1997-98 Asya krizinden bu yana ülkelerin finansal krizlerini önlemelerinde yardımcı olmak için daha aktif bir rol üstlenmiştir. Bunu yaparken üye ülkelerin hangi standartları izlemesi gerektiği konusunda görüşlerini paylaşır ve geliştirmeler yapar. Örneğin, üye ülkeler uygun zamanlarda yeterli döviz rezervi sağlamayı kabul etmişlerdir [1]. Bu da durgunluk (resesyon) dönemlerinde ülke ekonomilerini rahatlatmada yardımcı olur.

IMF, üyelerinin ödeme sorunlarını çözmelerinde, ekonomilerini dengelemelerinde ve sürdürülebilir büyümeyi geri kazanmalarında yardımcı olmak adına kredi desteği sağlar. [2]

Uluslararası Para Fonu, ülkelere para ödünç verdiği için genellikle Dünya Bankası ile karıştırılır. Dünya Bankası, yoksullukla mücadele etmek adına belirli projeler için gelişmekte olan ülkelere borç para verir [3]. IMF ise bu tip projeleri finanse etmez.

IMF'nin Küresel Rolü

IMF'nin rolü, 2008 ekonomik krizinin başlamasından bu yana artmıştır. IMF, 15 Ekim 2007'de yayımladığı raporda (Global Financial Stability Report - 15 Ekim 2007) ekonomik kriz konusunda ciddi uyarılarda bulunmuştu [4]. Fakat ülkeler raporu görmezden geldi ve kriz patlak verdi. Özellikle kriz durumlarındaki duruşu nedeniyle IMF küresel çapta ilk başvurulan ve en çok dinlenen kuruluşlar arasındadır.

IMF Tarafından Sağlanan Kredilere Bazı Örnekler

IMF tarafından sunulan kredilerin birçok şartı bulunur. Genellikle ciddi borcu olan ülkeler için “kurtarma” adı altında verilen kredilerin asıl işlevi uluslararası ticareti istikrarlı hale getirmektir. Yani IMF'den borç alan ülkeler, sonrasında bu krediyi ağır faiz oranları ile geri ödemek zorunda kalır.

2018-19 yılında Pakistan, ekonomik krizin üstesinden gelmek için Uluslararası Para Fonu'ndan 8 milyar dolarlık kurtarma paketi almak için görüşmeler yaptı. IMF'nin kredi verme koşulları ise şöyleydi: enerji tarifelerinin %20'den %22'ye çıkarılması, daha fazla vergi uygulanması, Çin'in ekonomik yardımı ile ilgili detayların paylaşılması ve Pakistan rupisinin daha fazla devalüasyonu. Pakistan’ın cari işlemler açığı tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 18 milyar dolara yükselirken, bütçe açığı GSYH'nin %6,6'sına kadar çıkmıştı. Pakistan, Haziran 2019 sonuna kadar ekonomik destek için yaklaşık 12 milyar dolar istedi. IMF, İslamabad'a döviz rezervlerini ve hükümetin maliye politikalarını desteklemek için 6.2 milyar dolarlık yardım paketi verdi.

Yunanistan, 2009 sonuna kadar %6.7 olduğu sanılan GSYH oranının bunun iki katı olduğu ortaya çıkınca krize girdi. 2 Mayıs 2010’da AB 80, IMF 30 milyar euro olmak üzere toplam 110 milyar euro kredi Yunanistan’a verildi.

Mart 2014'te IMF, 2014 Ukrayna iç savaşının ardından Ukrayna geçici hükümeti için 18 milyar dolarlık kurtarma fonu sağlamıştır.

IMF, 2000'lerin başında Arjantin'e (1998-2002 Arjantin büyük bunalımı sırasında) ve Uruguay'a (2002 Uruguay bankacılık krizinden sonra) iki büyük kredi paketi sağladı.


Kaynaklar:

[1]https://www.imf.org/external/np/sec/memdir/memdate.htm
[1]https://www.imf.org/en/About/Factsheets/Where-the-IMF-Gets-Its-Money
[2]https://www.imf.org/en/About/Factsheets/IMF-Lending
[3]https://projects.worldbank.org
[4]https://www.imf.org/en/Publications/GFSR/Issues/2016/12/31/Global-Financial-Stability-Report-October-2007-Financial-Market-Turbulence-Causes-21125