EKONOMİ ve ADALET İLİŞKİSİNE DAİR

Ekonomi ve adaletin zaman zaman birlikte anıldığını duymuşsunuzdur. Gündemdeki olaylarla birlikte özellikle "ekonomide adalet/ekonomik adalet" kavramları da çokça konuşulur oldu. Peki ekonomik adalet nedir, ekonomide adalet sağlanabilir mi? Gelin bu soruların cevaplarını birlikte bulalım.

Ekonomik adalet, sosyal adaletin bir bileşenidir. Ekonomik kurumlar oluşturmak için temel ahlaki ilkeler içerir. Asıl amacı; her insana onurlu, üretken, yaratıcı, konforlu bir hayata sahip olacak yeterli malzeme ve temeli yaratma fırsatı sunmaktır. Adalet kavramını detaylandırmak gerekirse;

"Adalet kavramı, insanoğlunun topluluklar  halinde yaşamaya başladıkları andan itibaren önemsediği başlıca değerler arasında yer almaktadır. Devlet kurumu ile birlikte adalet kavramı da somutlaşmaya başlamış ve devletin temel  görevleri arasında yer almıştır. Birçok düşünür, adalet hizmetlerini devletin vazgeçilemeyecek hizmetleri arasında görmüştür."       *Dr. Fatih DEYNELİ

Devletin vazgeçilemeyecek hizmetlerinden biri ve insanoğlundan ayrı düşünülemeyecek olan adalet, her şeyde olduğu gibi ekonomide de oldukça önemli bir yere sahiptir.

Kaynak: fee.org

EKONOMİK ADALET NEDİR?


Literatürde ekonomik adalet kavramı, genel olarak ekonomik refah fikriyle kesişir. Toplumun tüm üyelerinin yeterli maaş alabilmesi için daha fazla fırsat yaratmanın sürdürülebilir ekonomik büyümeye katkıda bulunacağı inancı toplumlara hakimdir. Vatandaşlar kendileri için istikrarlı bir şekilde ne kadar çok gelir sağlayabilirlerse kazançlarını mal ve hizmet harcamaları için daha çok kullanır ve bu da ekonomideki talebi artırır.

“İktisadi faaliyetin getirdiği nimet ve külfetlerin adil dağıtımı nasıl olmalıdır?” sorusunu inceleyen ekonomik adalet bu soruya dört farklı kuralla cevap vermeye çalışır. Herkesin kendi fiziksel ve insani sermayesinin katkı değerine göre, herkese sadece kendi insani sermayesinin katkı değerine göre, herkesin çabasına ya da kişisel fedakârlığına göre ve son olarak herkesin ihtiyacına göre olarak formüle edilen dört kuraldan yalnızca sonuncusunun sosyal adaletle birlikte düşünülebilecek bir ekonomik adalet tanımı olduğu düşünülmektedir. Öyleyse ekonomik adalet, iktisadi faaliyetin getirdiği nimet ve külfetlerin herkesin ihtiyacına göre dağıtılmasıyla gerçekleşebilir."
** Ömer Yıldırım

Ekonomik adaletin sağlanması, bireysel kazançlardaki ücret eksiklikleri ve diğer eksikliklerin ele alınmasını içerebilir. Örneğin, becerilerini tam olarak gösteremedikleri işlerde çalışan kişiler olabilir. Bilgisayar mühendisliği mezunu olup satış danışmanlığı yapmak zorunda kalan kişiler görebiliyoruz (bunun arkadasında genellikle "işsizlik" problemi bulunur). Böyle durumlarda ne kişi kendi yeteneklerini kullanarak çok iyi işler çıkarmış olur ne de hak ettiği ücreti alır. Sonuç olarak, kişilerin sahip oldukları yeteneklere göre istihdam alanlarının artırılması hem devletin kalkınıp gelişmesi hem de vatandaşların arzularını gerçekleştirmeleri adına çok önemlidir.

Kaynak: uucsj.org

Böylesi bir olası ücret ve yetenek kaybı ekonomide verimsizlik yaratır. Bu şekilde çalışan işçiler harcadıkları zamanla hak ettikleri maaşa sahip olmayacaklar. Eğer bu verimsizlik nüfusun büyük bir kısmını ele geçirirse ekonomi yavaşlayabilir.

EKONOMİDE ADALET SAĞLANABİLİR Mİ?


Ekonomik adaleti sağlamaya yönelik girişimlerden birisi, baz gelir miktarı arttıkça vergi yüzdesini artacak ilerici bir vergi sistemidir. Bu sistemde vergi oranı, vergilendirilebilir gelirin artmasıyla birlikte yükselir. İlerici vergilendirmenin amaçları arasında gelir eşitsizliğini gidermek, sosyal hizmetler, kamu altyapısı ve eğitim için fon sağlamak gibi faaliyetler bulunur. Uygun fiyatlı konut yapımı, üniversite öğrencileri için ihtiyaca dayalı finansal yardım gibi faaliyetler de ekonomik adalet sağlamada örnektir.

Ekonomik adalete hizmet edebilecek eylemler arasında; cinsiyete dayalı iş/maaş sağlanmasının ortadan kaldırılması, nüfusun düşük gelirli ve risk altındaki kesimlerine daha kapsamlı bir kariyer hazırlığı ve eğitimi sağlama çabası, üniversite mezunlarına branşlarına uygun istihdam olanaklarının yaratılması, işçilerin iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlendirilip onlara uygun çalışma ortamı sağlanması ve maaş iyileştirmelerinin yapılması gibi birçok örnek sayabiliriz.

Toplumların geleceği ve mutluluğu için adaletin her alanda sağlanması elzemdir. Son zamanlarda ülkemizde yaşanan gelişmeler hepimize adaletin varlığını sorgulattı ve neler yapılması gerektiği konusunda kafalarda birçok soru işareti yarattı. Üzücü olayların son bulması adına gereken adımların atılmasını ve adaletin temennisini ivedilikle bekliyoruz.    


"Adalet, milletlerin ekmeğidir; milletler daima adalete acıkırlar."

Herakleitos

Kaynaklar:

*Maliye bakanlığı Strateji Geiştirme Başkanlığı Yayın No: 2010/405 TÜRKİYE'DE ADALET EKONOMİSİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

**https://www.felsefe.gen.tr/siyaset_felsefesi/ekonomik_adalet_nedir_ne_demektir.asp