KORONAVİRÜS SONRASI GELECEK İÇİN 7 TAHMİN

COVID-19’un ortaya çıkışı ile birlikte insanlık yenilik yapmaya, çalışma ve yaşam şeklini değiştirmeye zorlandı. Koronavirüs sağlığımızı tehdit ederken ekonomileri, yaşam tarzımızı ve psikolojimizi de tehdit ediyor. Fakat şu anda bulunduğumuz nokta, zaman içerisinde tersine dönecek ve COVID-19 sonrası dünyada kendimizi adeta yeniden yaratacağız.

Temel hedef, salgın sonrası bireylerin ve şirketlerin daha dayanıklı ve sağlıklı hale gelmesi. Fakat bununla birlikte pandemiyi geride bıraktığımızda dünya çok daha farklı bir hal alacak.

İşte koronavirüs sonrası dünyanın nasıl görünebileceğine dair 7  tahmin:

1.Daha Temassız Bir Yaşama Geçeceğiz


Dokunmatik ekranlarla tanışmamız çok da eskiye dayanmıyor. Yakın zamanlarda dokunmatik ekranların büyüsüne kapılmış ve alışmışken karşımıza koronavirüs çıktı ve bize dokunmamayı öğretti. Çünkü bu virüs yüzeylere temas yoluyla da bulaşabiliyor. Peki salgın sonrası bu konuda neler yapılabilir? Öncelikle dokunmatik ekrana sahip olan bankamatik gibi cihazlarda sesli/görüntülü arayüzlerin kullanımının artışını görebiliriz. İnsanlar ister istemez bu küresel salgının ardından dokunmaktan kaçınacaktır.

Bununla birlikte nakit/kredi kartıyla ödemeler de düşecektir. Kredi kartıyla olan ödemeler temassız yapılabiliyor. Temassız işlem limitleri güncellenebilir ya da mobil ödemelerin önü açılabilir. Bununla birlikte dünyanın çeşitli bölgelerinde görüntülü ödeme seçenekleri de bulunuyor. Burada devreye yapay zeka ve machine vision interface kavramları giriyor. Örneğin, fiziksel teması azaltmak için çeşitli sektörlerde yüz ve jestleri tanıyan çeşitli makine arayüzlerinin kullanımına şahit olabiliriz.

2.Dijital Sistemlerin Kullanımı Artacak


Koronavirüs, insanların evden çalışarak izole bir şekilde yaşamaya uyum sağlamasına sebep oldu. Birçoğumuz toplantılarımızı, derslerimizi, egzersizlerimizi, eğitimlerimizi, konferanslarımızı vb. yapabilmek için dijital çözümler bulmaya zorlandık. Bununla birlikte gördük ki aslında teknolojinin nimetleri sayesinde birçok işimizi dijital ortamda da gerçekleştirebiliyoruz. Örneğin, sadece bir toplantı için İstanbul’dan uçağa binip New York’a gitmenize gerek yok. Her şeyi dijital ortamda kolaylıkla yapabiliriz.

COVID-19 öncesinde de özellikle iş mülakatları söz konusu olduğunda dijital platformlar aracılığıyla görüşmeler yapılıyordu. Muhtemelen artık birçok görüşme, eğitim, seminer vb. durumlar için insanlar gerçek hayatta değil dijital ortamlarda bir araya gelecekler. Spor, sanat söz konusu olunca ne olacak diyebilirsiniz. Geçtiğimiz gün dans hocamızla dijital bir platformda online dans dersi yaptık ve kesinlikle çok keyifliydi. Bunun yanı sıra çeşitli fitness eğitmenlerinin canlı yayınlarına bağlanarak evde spor da yapabildim. Akşamları keman eğitim videoları izleyerek keman çalmaya çalışıyorum. Eğer gerçekten bir şeyi başarmak istiyorsanız önünüzde hiçbir engel yok. İnsanlar olarak temas etmeye o kadar alışmışken birdenbire bir virüsün bizi şok etmesiyle izole olmaya zorlanmış olsak da buna da alışacağız. Yani birçok şeyi insanlarla temas etmeden yapmak mümkün.

3.IoT Önem Kazanacak


Yaşadığımız bu pandemiyle birlikte verilerin gücünü bir kez daha görmüş olduk. Bu deneyimden alacağımız dersler, nesnelerin interneti (IoT) ve büyük veriler kullanılarak gelecekte bizi bekleyen olası pandemileri nasıl izleyeceğimiz konusunda bize yardımcı olacaktır. Nesnelerin interneti (IoT), internet üzerinden diğer cihazlara ve sistemlere veri akışı sağlayan ve bunu yaparken sensörler, yazılımlar ve diğer teknolojilerle birleştiren fiziksel nesneler ağını tanımlar.

Küresel çapta yapılacak uygulamalar sayesinde erken uyarı sistemleri oluşturulabilir ve anında tedbir alınmasını sağlanabilir. Uygulamalarla birlikte GPS verileri olası hastalığa maruz kalan kişi/lerin nerede olduklarını ve bulaşıcılığı göstermek için kiminle etkileşime girdiklerini izlemek için kullanılabilir. Söz konusu durum takibe geldiği zaman hepimizin aklına gizlilik soruları geliyor. Bu tarz uygulamalarda bireylerin gizlilik haklarının korunması ve verilerin kötüye kullanılmaması için de kuşkusuz özel bir çaba ve dikkat gerekecektir.

4.Yapay Zeka ve Robotlarla İlişkimiz Güçlenecek


COVID-19 ve gelecekteki virüsleri önlemek için etkili ve güvenli bir ilaç/aşı üretmek ve dağıtmak ne kadar hızlı olursa o kadar iyi. Yapay zeka ise ilaç geliştirme konusunda oldukça ideal bir ortak olabilir.  Bunun sebebi, yapay zekanın çabuk öğrenmesi ve insanların yaptığı işi hızlandırmada kilit rol oynayabilme kapasitesidir. Almanya’da faaliyet gösteren DataRevenue*, yapay zeka ile hastalık teşhisi, ilaç üretimi, kişiye özel tedavi yöntemleri ve çeşitli gen çalışmalarının giderek hızlandığını aktarıyor. Machine Learning alanında yapılan çalışmaların giderek artacağı ve yapay zekanın hayatlarımızda çok daha büyük bir yeri olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Robotlar insanların etkilendiği virüslerden etkilenmezler. Bu da onları gerçekten özel kılıyor. Lojistik, sağlık hizmetleri, fabrika işleri gibi birçok alanda robot kullanımın yükseldiğini göreceğiz. Özellikle fabrikalarını açık tutmak isteyen şirketler robotların önemini bu salgınla birlikte bir kez daha görmüş oldular.

*https://www.datarevenue.com/en-blog/artificial-intelligence-in-medicine

5.Teletıp Sistemleri Yaygınlaşacak


COVID-19 nedeniyle dünya çapındaki hastanelerde büyük bir kapasite ve malzeme sıkıntısı yaşandığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldık. Hali hazırda hastanede yatan ve tedavi olan kişilerin yanı sıra virüs salgını nedeniyle en ufak bir öksürükte acillere koşan hastalara yetişmeye çalışan sağlık çalışanları zor zamanlar yaşıyor. Ciddi durumu olmayanların ve panikleyenlerin de etkisiyle doktorlar hasta görmekte ve tedavi etmede zorlanabiliyor. Hastanelerdeki ve diğer sağlık pratisyenlerinin ofislerindeki trafiği azaltmak adına dünyanın birçok yerinde doktorlar hastalarını teletıp sistemler aracılığıyla görmeye çalışıyor.

Teletıp ile ciddi olmayan problemler sanal ortamda konuşulabiliyor, test sonuçları gösterilebiliyor. Yani ufak tefek şeylerde kliniklere koşmaya gerek kalmıyor. COVID-19 salgınıyla birlikte bu tip uygulamalara olan talebin arttığını görebiliriz. Salgın sonrasında da hastenelerin durumu kapsamında birçok yerde teletıp uygulamalarının artması olasıdır.

6.Online Alışverişler Artacak


Online alışveriş zaten hayatlarımızdaydı ve günden güne de artış gösteriyordu. Fakat COVID-19 online alışverişi bizler için adeta zorunlu kıldı ve neredeyse herkes market ihtiyaçlarına kadar online mağazalardan alışveriş yapıyor. Online hizmet veren mağaza ve marketlerin çalışmaları çok fazla arttı ve istihdam olanakları da buna paralel olarak yükseldi. Birçok işletme şu an özellikle lojistik konusunda bünyelerinde çalışabilecek eleman arayışında. Gün geçtikçe de yeni iş olanaklarının duyurulması olası.

Online uygulamalardan verilen siparişler hijyenle hazırlanıp kapınıza kadar getiriliyor. Kapıda nakit veya kartla uğraşmamak için mobil ödeme sistemleri de mevcut. Hatta bazı uygulamalar sadece kapınızın önüne siparişlerinizi bırakarak sizinle fiziksel temas kurmadan gidebiliyorlar. Fakat bunun yanında online hizmeti olmayan işletmeler ciddi anlamda ekonomik problemlerle karşı karşıya. Rekabetçi kalmak isteyen işletmelerin kısa zamanda kendi online mağazalarını açarak alışveriş olanağı sağladıklarını görebiliriz.

7.Espor Değerlenecek


Spor etkinlikleri ve organizasyonlar, birçok ülkede teker teker iptal edildi ya da ertelendi. Taraftarlar ise geçmiş zamanlara olan özlemiyle ortada kaldı. Fakat şu gerçeği unutmayalım: espor.

Elektronik Spor ya da e-spor sporun  yeni bir formudur ve bilgisayar, konsol, mobil platformlar üzerinden rekabet ederek bireysel ve/veya takımsal olarak çeşitli oyunların oynandığı yeni bir alan olarak tanımlanır.

Televizyonda izlenen futbol, basketbol maçlarının hatta F1 yarışlarının online versiyonları da bulunuyor. Belki gerçek hayattaki gibi değil ama içinde bulunduğumuz durumu düşününce aslında bir çıkış yolu sağlıyor. Özellikle spor etkinlikleri online ortamlarda çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Belki zaman geçtikçe hem online hem de gerçek hayatta yapılabilen karma sporlar görebiliriz.


COVID-19 sabrımızı gerçekten zorluyor ve ekonomilerimizi mahvediyor. Fakat bunu yaparken yenilikçi çözümler de üretiyoruz ve uyum sağlıyoruz. Bu nedenle içinde bulunduğumuz izole günlerin geçeceğini ve yaşadıklarımızdan insanlık olarak gerçekten ders almamız gerektiğini hatırlayalım. Salgın bittiğinde hayatımızda birçok şey değişecek ve zamanla yeni teknolojiler ve deneyimlerle karşılaşacağız. Bunu yaparken de dünyamızı daha iyi bir yer yapmak temel hedefimiz olmalı.

Sizler koronavirüs sonrası gelecekte neler görüyorsunuz?