PETROL ve GAZ ŞİRKETLERİ İKLİM KRİZİNİN PENÇESİNDE

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Pazartesi günü yayınlanan bir raporunda, petrol ve gaz şirketlerinin iklim değişikliği tehdidine yanıt vermek için çok daha fazla eylemde bulunmaları gerektiğini ve bu nedenle fosil yakıtlara artık daha fazla güvenemeyecekleri açıklandı.

Rapora göre, petrol ve gaz sektörü 2015'ten bu yana yıllık sermaye harcamalarının % 1'inden daha azını düşük karbonlu işletmelere yöneltti.

Bazı şirketler ise % 5'e kadar harcama yaptılar, ancak dünyayı daha sürdürülebilir bir yola sokmak için gereken sermaye tahsisinde büyük çaplı bir değişim için çok az adım atıldığı söyleniyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın genel müdürü Fatih Birol yaptığı açıklamada, "Hiçbir enerji şirketi temiz enerji geçişlerinden etkilenmeyecek. Endüstrinin her bir parçası nasıl tepki vereceğini düşünmek zorunda. Hiçbir şey yapmamak bir seçenek değil." dedi.

Petrol Şirketleri İklim Krizi Konusunda Hangi Adımları Attı?

Petrol şirketleri, iklim kriziyle mücadele etmek için yenilenebilir enerjiye yatırım yapma konusunda yatırımcılardan, hükümetlerden ve aktivistlerden gelen baskılarla karşı karşıya.

Ancak, düşük petrol ve gaz fiyatlarına rağmen, Shell (RDSA), BP (BP) ve ExxonMobil (XOM) gibi petrol şirketleri, bazı çevresel taahhütlerde bulundu.
BP'nin yıllık raporuna göre, şirket 2018 yılında düşük karbonlu faaliyetlere 500 milyon dolarlık yatırım yapmış. Bu da yıllık sermaye harcamalarının yaklaşık % 3'üne denk geliyor.

Shell, karbon ayak izini % 2-3 oranında azaltmak için 2019 yılında başlayan üç yıllık bir plan uygulamaya başladı. ExxonMobil ise son yirmi yılda daha düşük emisyonlu enerji kaynaklarına 9 milyar dolar değerinde yatırım yaptı.
Birol, "Sektörün ilk acil görevi, kendi bünyelerindeki karbon ayak izini azaltmaktır." dedi.

Temiz Enerji Teknolojilerinin Önemi

Petrol ve gaz şirketleri, temiz enerji teknolojilerinin dağıtımını ve kullanımını hızlandırmada önemli bir rol oynayabilir. Ajansın raporunda, temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesinin maliyetinin, şirketlerin uzun vadede başarılı olma potansiyelleri için yapılabilecek ciddi bir yatırımı temsil ettiği belirtildi.

Raporda, küresel üretimin yarısından fazlasını ve rezervlerin büyük bir kısmını oluşturan Saudi Aramco gibi devlete ait petrol şirketlerine düşen önemli bir rol olduğu vurgulandı. Birçok durumda, petrol şirketlerine ev sahipliği yapan ülkeler yüksek oranda petrolden gelen gelirlere güveniyor.

Rapora göre, en büyük yedi petrol ve gaz şirketi, petrol ve gaz rezervlerinin sadece % 12'sini, üretimin % 15'ini ve sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların % 10'unu oluşturuyor.

Birol, "İklim sorununun boyutu hükümetleri, yatırımcıları, şirketleri ve emisyonları gerçekten azaltmaya kararlı olan herkesi kapsayan geniş bir koalisyon kurulumunu gerektiriyor." açıklamasında bulundu.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın raporu 21 Ocak Salı günü İsviçre'nin Davos kentinde gerçekleşecek olan Dünya Ekonomik Forumu'nda sunulacak.

Kaynak:
https://edition.cnn.com/2020/01/19/business/iea-report-oil-and-gas-climate/index.html