ALTINA DAİR 9 ŞAŞIRTICI BİLGİ
Şıkır şıkır altınları takıp takıştırmayı sevenler bir kenara, altın yatırım aracı olarak güvenli liman olmayı sürdürmeye devam ediyor.
Türkiye'de son yıllarda altın fiyatları her ne kadar yükselmiş olsa da yastık altlarında ufak bir çeyreği olanların sayısı azımsanacak gibi değil. Harika rengiyle bizi büyüleyen altının fiyatları daha ne kadar yükselmeye devam edecek şimdilik bilmiyoruz ama yatırımcıların altına olan güveni çelik gibi sağlam!
Bu yazımızda da antik çağlardan Mısıra, ekmeklerden NASA'ya uzanan bir altın yolculuğuna çıkacağız. Tüm bunların altınla ne alakası var diyorsanız sabredin, hepsini tek tek açıklıyoruz!
Ama önce altın neydi, neden değerliydi bir hatırlayalım:
IŞILDAYAN MADEN "ALTIN" NEDİR?
Adını duyduğumuzda düğünleri aklımıza getiren altın çok kıymetli bir madendir. Eski çağlardan beri zenginliğin göstergesi olarak kabul edilen ve daha çok kuyumculuk sektöründe can bulan altın Cumhuriyet altını, gram altın, çeyrek altın, yarım altın, tam altın, beyaz altın gibi çeşitlerle karşımıza çıkar. Altın'ın periyodik tablodaki Au simgesi, “parlayan şafak” anlamına gelen Latince aurum'dan geliyor. Bu metalin harika sarı rengi ve dış cephesi, mücevherlerde ve değerli eşyalarda binlerce yıl boyunca değerli bir öğe haline gelmesine ön ayak oldu.
Şimdi gelelim sizi şaşırtacak gerçeklere:
1.ALTIN, İNSANLARIN KULLANDIĞI İLK METAL OLABİLİR!
Periyodik tabloda 79 numara olan altın, demirden neredeyse iki kat daha ağırdır. Fakat altın son derece dövülebilir bir metaldir. Bu nedenle de insanoğlunun muhtemelen dövdüğü ilk metal altındı. Trakya medeniyetinde bulunan -günümüz Bulgaristan'ında- en eski altın eserler 4000 yıl öncesine dayanmaktadır. En eski işlenmiş altın ise Mısır firavunu Tutankhamun'un maskesidir: maske yaklaşık 220 kilo altın içerir!
Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'ne göre altın, bin yıllık dünya kültürlerinde var olmasına rağmen, “şimdiye kadar kullanılan altının %90'ından fazlası 1848'den beri çıkarılan altındır". 1848 yılında California’da altın keşfedilmişti.
2. EVRENDEKİ ALTIN’IN TÜMÜ NÖTRON YILDIZLARINDAN GELMİŞ OLABİLİR.
2017'de, California Üniversitesi, Berkeley ve diğer kurumlarda bulunan gökbilimciler, birbiri etrafında dönen iki dev nötron yıldızını hızlanan bir şekilde gözlemlediler. İki yıldız - her biri Güneşimizin iki katına kadar kütleye sahip olan - sonunda çarpıştı, yerçekimi dalgaları evrende dalgalandı ve nötron bakımından zengin madde bulutları patladı. Araştırmacılar ilk kez çarpışmadan kaynaklanan kırmızı ışığı görerek uranyum, altın ve platin gibi ağır metallerin oluşumunu gözlemlediler. Bulgu, evrendeki tüm altınların bu şekilde oluştuğu teorisini destekliyor ve dünyamızdaki altın parçacıklarının milyarlarca yıl önce meteorlarla Dünya'ya ulaştığını gösteriyor.
Carl Sagan'ın dediği gibi, hepimiz yıldız tozuyuz ve bu tozların en ışıldayanı da altın.
3. ELEKTRİĞİ İLETMEDE ÜSTÜNE YOKTUR!
Altın; bakır ve gümüş kadar olmasa da ısı ve elektriği gayet verimli bir şekilde aktarır. Genel olarak, bazı metaller elektriği iyi bir şekilde iletirler çünkü atomları elektronları kolayca paylaşır. Elektrik akımı gerçekleşirken, elektronlar aynı yönde az bir voltajla hareket eder. Altın da oksidasyon ve korozyona (corrosion) dayandığından, zaman zaman atmosfere maruz kalsa bile elektronları hareket etmeye devam eder. İşte bu sebeple akıllı telefonlar, hava yastığı sensör modülleri ve diğer cihazlar -mikroskobik de olsa- altın ile kaplanmışlardır. Evet şu an elinizde ufak miktarda altın tutuyorsunuz!
4.ALTIN'I ORTAÇAĞ ÖLÇÜ BİRİMLERİYLE ÖLÇEBİLİRSİNİZ!
Altın standardı, bir para biriminin değerini altına bağlayan parasal bir sistemdir ve bu da teorik olarak enflasyonu kontrol altında tutar. Amerika Birleşik Devletleri bu standardı 1879'da kabul etti, ancak ekonomiyi Büyük Buhran'ın zirvesinde canlandırmak için bu sistemi 1933'te terk etmeye başladı. 1971’de idr altın standartlarından tamamen kurtuldu.
Bununla birlikte, ABD Hazinesi, Orta Çağ'a tarihlenen ve Troyes şehrinin adını taşıyan bir ölçü birimi kullanarak hala 261,5 milyon troy ons tutmaktadır (1 troy ons [troy ounce] = 31,103 48 gram / normal ons altın = 28,349 527 gram).
Eylül 2017'den itibaren, hükümetin altın rezervlerinin piyasa değeri toplam 335,5 milyar dolar!
5. ...VEYA EKMEKLE!
Altın’ın değeri zaman içinde şaşırtıcı bir şekilde sabit kaldı. Dünya Altın Konseyi'nde üye ve piyasa ilişkileri başkanı John Mulligan,
“Babil Kralı Nebuchadnezzar, MÖ 6. yüzyılda hüküm sürdü ve 1 ons altın için 350 somun ekmek aldı”
dedi. Yaklaşık 2500 yıl sonra, şu anki ons altın fiyatı ons başına 1400 dolar civarında ve bir somun ekmek 2,50 dolar ise, bir ons altın = 480 somun ekmek demektir. Mulligan, “Altının geçen yüzyıl veya daha uzun bir süredir dünyadaki ana para birimlerinin satın alma gücü ile nasıl karşılaştırıldığına da bakacak olursak altının en kalıcı değişim aracı olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
Son zamanlarda insanların dövizden kaçıp altına sarılmasının bunu kanıtladığını söyleyebiliriz.
6. ALTININ GÜCÜ ADINA: SARI METAL KANSERİ YOK EDEBİLİR!
“...Altın sadece orada oturur ve parlar — çok fazla bir şey yapmaz. Fakat altını küçük parçalara bölmeye başlarsanız aniden bambaşka özellikleri olduğunu görürsünüz.”
Bir kimyager olan Mostafa A. El-Sayed'in sözleri.
2017 yılında yazdığı bir makalesinde, El-Sayed, altın nanorotları tümörleri olan farelere yerleştirdi ve nanorotları bir lazerle hedef aldı. Çubuklar bitişik kanser hücrelerini öldürecek kadar ısındı. On beş ay sonra, farelerin uzun süreli toksisite göstermediği görüldü. Bu bulgular hakkındaki makalede, El-Sayed ve diğer katkıda bulunan kişiler, bu tekniğin insanlar üzerinde denemek için güçlü bir çerçeveye sahip olduğu vurgulandı. Kanserin yaygınlığının arttığı son yıllarda böyle çalışmaların umut ışığı olmasını diliyoruz.
7.ALTIN YAKLAŞIK 4000 SENEDİR DİŞÇİLİKTE KULLANILIYOR
Altının dövülebilirlik ve biyouyumluluk özellikleri (yani vücudumuz altını tolere edilebilir) diş hekimliğinde çok kullanışlı olmuştur. Arkeologlar, 4000 yıl öncesine kadar Güneydoğu Asya'dan gelen kafataslarında altın diş modifikasyonları buldular. 14. veya 15. yüzyıldan kalma bir eser olan Bolinao kafatası, Filipinler'de kazılmış olan süslü dişlere sahip 67 kafatasından biridir. Günümüzde hala altın alaşımlı kronlar aşınmış dişleri kaplamak veya zayıflamış dişleri güçlendirmek için hala kullanılmaktadır.
Fakat biz bu tip dişleri rap camiasında görmeye daha çok alışığız sanırım. :)
8.NASA İŞİ BİLİYOR!
Astronotların uzay giysilerinin vizörleri sadece 0,000002 inç kalınlığında bir altın tabakasıyla kaplıdır. Kaplama, astronotların gözlerini güneş ışığının zararlı kızılötesi ışığından korurken görünür ışığın içeri girmesine izin verir. Aynı kızılötesi ışığı yansıtma kabiliyeti, James Webb Uzay teleskobunda çalışmaya başlar. Teleskop, petek yapısına sahip 18 altıgen ayna ile donatıldı ve ardından üç gram altın buharlaştırılarak teleskopun aynalarına yapıştırıldı. Bu altın tabakası sadece 100 nanometre kalınlığındadır - bir sayfa kağıttan bile daha ince.
9.COLORADO’nun CAPITOL BİNASI SAF ALTIN YAPRAKLARINDAN YAPILMIŞTIR
Kolorado, Connecticut, Georgia, Iowa, Massachusetts, New Hampshire, New Jersey, Vermont, Batı Virjinya ve Wyoming: En az 10 eyalet başkenti binasının tepesinde altın renkli kubbeler bulunur. Colorado’nun kubbesi, 2013 yılında 8-10 inç arası bir kalınlıkta yapraklara dövülmüş yaklaşık 65 ons saf altın kullanılarak restore edildi. Daha sonra binanın kubbesine döşenen yapışkan bakır plakalara 140.000 adet 3 inçlik altın yapraklardan kareler uygulandı. Personel ve İdare Bakanlığı iletişim müdürü Doug Platt, “Çalışma, bilim olduğu kadar sanattır da” demiş.
Kimisine göre israf, kimisine göre sanat... Biz sanırım ülkece son zamanlarda işin "israf" kısmındayız.
Altın gibi ışıldayan güzel günlerin sizlerle olması dileğiyle...
Kaynak:
mentalfloss.com